Diyabet Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar ve Doğrular

Yanlışlar

Diyabet Tanısı Her Zaman Yetersiz Beslenme İle İlişkilidir(x)

Bu ifade tamamen doğru kabul edilemez. Yüksek kalorili beslenme alışkanlıkları ve kilo alımı, diyabet gelişimi için ciddi risk faktörü oluşturur. Diyabet şeker tüketimiyle ilişkili olabilir, ancak fazla kilo, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik yatkınlık gibi faktörler de rol oynar. Örneğin, insülin etkisinin değişmesi veya pankreas hastalıkları gibi çeşitli diyabete sebep olan etkenler mevcuttur. 

Tüm Diyabet Hastaları İnsülin Tedavisine İhtiyaç Duyar. (x)

Tip 1 diyabet tanılı hastalar genellikle insülin tedavisine ihtiyaç duyar. Tip 2 diyabet vakalarının özellikle erken safhalarında ise, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme alışkanlığı ile diyabeti kontrol altında tutmak mümkün olabilir. Ancak birçok hasta, kan şekerini düzenlemek için oral anti-diyabet ilaçları gibi ek tedavilere ihtiyaç duyabilir.  

Diyabet Hastaları İstedikleri Kadar Meyve Yiyebilirler.(x)

Sağlıklı ve dengeli bir beslenme, diyabet tedavisinin önemli bir parçasıdır ve meyveler, uygun miktarlarda tüketildiğinde bu beslenme düzenine dahil edilebilir. Meyveler; vitamin, mineral, lif ve antioksidan bakımından zengindir, ancak aynı zamanda şeker (fruktoz) de içerirler. Bu nedenle meyvelerin dengeli bir şekilde tüketilmesi gerekir. Özellikle muz, üzüm, incir gibi yüksek şeker içeriğine sahip meyveler dikkatle ve küçük porsiyonlarda tüketilmelidir. 

Doğrular 

Diyabetin Kesin Bir Tanısı Yoktur.(✓)

Diyabet kronik bir hastalıktır ve tamamen iyileştirilmesi mümkün olmamasına karşın kontrol altına almak mümkündür. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve doktor tarafından önerilen tedaviye uymak son derece önemlidir. Tedavi sayesinde kandaki şeker seviyesi kontrol altında tutulur, yaşam kalitesi iyileşir ve diyabetin yan etkisi olan diyabetik ayak, kalp ve damar hastalıkları, diyabetik böbrek hastalığı gibi hastalıkların ortaya çıkması engellenebilir. 

Stresin Diyabet Yönetiminde Olumsuz Etkisi Vardır. (✓)

Kandaki şeker miktarına ‘kan şekeri’ denir ve kan şekerinin artışı ‘hiperglisemi’ olarak adlandırılır. Stres, hiperglisemiye neden olabilir. Stresli durumlarda, tansiyon yükselir, kalp daha hızlı atar ve kan şekeri düzeyleri artar. Diyabetli bireyler, stres ile birlikte kan şekeri yükseldiğinde yoğun susuzluk, ağızda kuruluk, aşırı açlık ve vücutta kaşıntı gibi belirtiler yaşayabilirler. 

Fiziksel Aktivite Diyabet Tanılı Hastalara Yardımcı Olur. (✓)

Diyabetin yan etkilerini önlemek ve kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak için en etkili yöntemlerden biri fiziksel aktivitedir. Egzersiz, insülin üretimini teşvik eder ve hücrelere insülinin ulaşmasını kolaylaştırır. Diyabet teşhisi olan kişiler, egzersize günlük 30 dakikalık yürüyüşlerle başlayabilir ve zamanla süresini ve yoğunluğunu artırabilirler. Bir spor salonuna gittiğinizde, eğitmenlere diyabet hastası olduğunuzu belirtmeniz oluşturulacak egzersiz planı için önemlidir.